İki kişinin karşılıklı harita uyumunu incelerken, kişilerin birbirlerinin hangi hayat alanlarını canlandırıp, hangi alanlarda sıkıntı ve sorun yaşatacağını ise, kişilerin gezegenlerinin birbirlerinin doğum haritalarında ki hangi evlere düştüğüne bakarak da görmek mümkündür. Kişilerin doğum haritalarında bulunan gezegenler birbirlerinin evlerini uyarabilirler. Bu da bir nevi kaderi gerçekleştirme yönünde çalışır. Duygularına kulak tıkamış ve kendi içine yabancılaşmış kişilerin ya da çocukluğundan gelen bazı sorunları yetişkinliğe taşımış kişilerin 4. evleri bir başka kişinin gezegenleri tarafından uyarıldığında kişi o kişinin yardımıyla ya da varlığıyla kendisini, kendisiyle, duygusal sorunlarıyla karşı karşıya getirebilecek ve duygularıyla yüzleştirebilecek bazı hayat deneyimleri yaşayabilir.
Kişiler birbirlerinin doğum haritalarındaki evlerini uyarırken gezegenlerini de uyarırlar. Örneğin taraflardan birinin Venüs gezegenine diğer harita sahibi uyumlu bir Jüpiter desteği veriyorsa, Jüpiter gezegenine sahip kişi Venüs sahibi kişiye zengin bir sosyal çevre kazanmasına yardımcı olabilir. Ya da Jüpiter yerine Satürn’ ü ele alırsak, Satürn sahibi kişi Venüs sahibinin ilişkilerine kısıtlama getirecek ve ona ilişki kurarken daha temkinli olmayı öğretebilecektir. Eğer bu Satürn-Venüs etkileşimi sert açılarla oluşuyorsa bu durum engelleme, kısıtlama, korku ve hatta baskı şekline dönüşebilecektir. Ya da eğer Jüpiter sert bir açı yapıyorsa, Venüs sahibi kişi ilişkilerini abartılı bir boyutta yaşayabilecek ve sosyal çevresinin kontrolü elinden çıkabilecektir. Bütün bunlar hayatın karşımıza çıkarttığı kişilerle verilen yaşam dersleridir.
Bazen bazı ilişkiler bize çok fazla azap verir, ama bu azaplı ilişkiler hayatımızı yönlendirecek başka potansiyellerin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Yani biz aslında başka bir neticeye ulaşmak için farklı hayat deneyimlerinden geçiyor olabiliriz. İlişkiler bizim varoluşumuzu gerçekleştirmeye yarayan birer basamaklar da olabilir. Çok fazla eş baskısı altında kalan bir kadın, azaplı ve kısıtlanmış ilişkisinden sonra belki de bir birey olmanın ne demek olduğunu daha iyi anlayacaktır.
Hayatımızın belirli zamanlarında, bazı insanlar hayatımıza ansızın girebilir.
Örneğin eğer ilerlemiş Ay’ınız Yengeç burcundan geçiyorsa, hayatımıza birden Yengeç özellikleri taşıyan kişilerin doluvermesi şaşırtıcı olmaz. Çünkü biz orda duyguları, hassasiyeti, duygularla başetmeyi, duyguları ifade etmeyi ve yaralarımız varsa onları onarmayı deneyimliyor olabiliriz. Karşımıza her çıkan insan, bizim için bir öğretmen ve bir hayat dersidir. Sonra da süre dolduğunda çıkar giderler. Ve biz bir yaşam dersini daha deneyimlemiş, kendimize yeni özellikler katmış, gölgelerimizle yüzleşmiş ya da eğer dersleri alamamışsak eskisinden daha karmaşık durum da kalmış olabiliriz. Herşeyden önce kişinin kendini tanıması, bütün bu dersleri kişinin gelişimine faydalı ve sağlıklı olabilecek şekilde yaşamasına yardımcı olur.
Astrolojide ilişkilerimizi belirleyen bir de 7.ev kavramı vardır.
Güneş ve Ay aradığımız eş modellerini belirlerken, 7. ev çekildiğimiz kişileri belirler. 7. ev artık bildiğiniz üzere ikili ilişkilerimizi tanımlayan evdir. 7. evin bilinen adı evlilik evidir. Yükselen burcumuz dış dünyaya tavrımızı, duruşumuzu belirlerken, tam karşısında olan ve alçalan olarak adlandırdığımız 7. ev çizgisi birebir ve yakın ilişkilerdeki tavrımızı ve ne tür insanlara çekildiğimizi gösterir. Yakın dostluklar ve büyük düşmanlıklar da bu ev de gerçekleşir. Bu yüzden aşk ve nefret aslında çok içiçe geçmiş kavramlardır. Deli gibi aşık olduğunuz kişiye aşk bittiğinde nefret duyabilirsiniz. Ya da en yakın arkadaşınızı size verdiği bir zarardan dolayı affetmeyerek ona kin besleyebilirsiniz. Çünkü 7. ev ilişkilerde samimiyeti belirleyen bir evdir ve bu yüzden 11. evden farklı bir anlam ifade eder. 11. evde aynı amaçlar ya da aynı idealler doğrultusunda kişiler bir araya gelir ama ilişkiler daha mesafelidir. Bu amaçlarla kurduğunuz ilişkilerden zarar gördüğünüz de, bu sizi fazla yaralamayabilir. Hatta çok çabuk unutabilirsiniz de.
- ev de ise durum farklıdır, bu evde çok yakın beraberlikler kurulur; içinizi, kalbinizi açtığınız, kendinizi karşınızdakinden sakınmadığınız beraberlikler…
Partnerimizi ya da hayat arkadaşımızı belirleme de, 7. evin oldukça iyi incelenmesi de gerekir.
Örnek vermek gerekirse 7.evinde Boğa burcu bulunan bir insanın ikili ilişkilerde oldukça sabırlı, güven arayıcı ve sahiplenici tarzda davranacağını gözlemleyebiliriz. 7. ev bizim ikili ilişkilerde nasıl davrandığımızı belirlerken, aynı zamanda da nasıl insanlarla daha yakın diyalog içine girebileceğimizi de gösterir. Eğer biz ikili ilişkilerde örneğin bir Koç burcu gibi atak davranıyorsak, haliyle atak olan insanlarla daha rahat ilişkiye girmemiz normaldir ve onlara doğru adeta çekildiğimizi hissederiz. Eğer Boğa burcu gibi sakin ve sabırlı isek, doğal olarak da, bu tarz insanlarla daha rahat ve arzuladığımız gibi bir ilişkiye girebiliriz. Daha yavaş gelişen ilişki modeli bizim doğamıza daha uygun olacağından, koç burcu gibi atak insanlarla çatışma yaşayacağız demektir. Eğer biz bir koç burcu gibi ataksak ve karşımızda ki Boğa burcu gibi ağırsa ilişkinin daha başlangıcında yanlış giden ve birsüre sonra her şeyi tepetaklak eden durumlar söz konusu olabilecektir.
İkili ilişkilerimizdeki davranış biçimimizi belirleyen 7.evimiz elbette ki bir ilişkinin kurulması için yeterli değildir. Peki nedir sırada gelen unsur?
Bu, 7.evimizin yönetici gezegenidir. Eğer 7.evimizde boğa burcu yeralıyorsa, yöneticisi olan Venüs gezegeninin bulunduğu burç ve ev konumu ile incelememize devam etmemiz gerekir. Eğer Venüs, örneğin yengeç burcunda yer alıyorsa, ağır kanlı ve sabırlı davranışımıza bir de sezgisel ve içe kapanık ilişki kurma tarzımız da eklenecek demektir. Bir Boğa burcu gibi sakin, sabırlı, sahiplenici ve ağır, bir yengeç burcu gibi içe dönük, sezgisel ve ürkek.
Peki 7. evimiz de gezegen bulunması durumunda ne olacak?
Diyelim ki 7.evimizde bir de Jüpiter gezegeni bulunmakta… Jüpiter bilindiği üzere astrolojide şans getiren, çoğaltan bir gezegendir. 7.evde bulunan Jüpiter bizi ikili ilişkilerden yana şanslı ve talihi bol kişilerden yaparken aynı zamanda boğa burcunda bulunması sebebiyle bizim sakin, ağırkanlı ve sahiplenici durumumuzu da abartmamıza yol açabilecektir. Ayrıca Jüpiter hem yay burcunun hem de balık burcunun gezegeni olduğu için, toprak burcuna ait bir burç olan boğa burcunda, ne yay burcundaki gibi dışa dönük ne de balık burcundaki gibi içe dönük keşiflerde çalışamayacak ve toprağa sabitlenmiş adeta çakılmış vaziyette, bulunduğu yerde çok fazla ve zaptedilmesi güç bir enerji üretebilecektir. Bu sebeple de olumsuz çalışarak kişiyi çok fazla gönül macerasına sürükleyebilecektir. Hatta belki de birden fazla evlilik verebilecektir. Ve evlilikler belki de boğa burcundaki sahiplenme duygusunu artıracağından aşırı kıskançlık ve inatlaşma gibi davranış biçimleriyle de zarar görebilecek ve ayrılmayla sonuçlanabilecektir. Jüpiter aynı zamanda hukuku da temsil ettiğinden, bu durum ikili ilişkileri yüzünden belki de kişiyi çok fazla hukuksal sorunla karşı karşıya bırakabilecek, boğa burcunda yer alması sebebiyle de maddi zararlara uğratabilecektir. Bu arada Boğa burcunun yönetici gezegeni Venüs yengeç burcundayken, aynı zamanda da 9. evde olduğunu varsayarsak, yani yay burcunun evinde, sezgisel ve içe dönük ilişki kuran kişi bu sefer de yabancı ülkelerde yaşayan kişilerle ilişki kurma yahut yabancı kültürlerle yabancı felsefelerle ilgilenen kişilerle ilişki kurma potansiyeli taşıyacaktır.
Yani kısaca Güneş’imizi ya da Ay’ımızı yani eşimizi ararken 7. ev yardımıyla ona ulaşmaya çalışırız. 7. evle kendimize ait davranış modelleri geliştiririz, annemiz ve babamızdan farklı olarak.
İlişkiler astrolojik dilde ifade edilirken, oldukça karmaşık değil mi ? Tıpkı hayat gibi…
Diyelim ki eşimizi ararken 7. ev yardımıyla ilgi duyduğumuz insanlara yöneldik, onları bulduk ve aşkımızı yaşarken kendimizi oluşturmaya başladık. Peki aşkı nasıl yaşarız ve ardından gelen ortak paylaşımları, cinselliği nasıl yaşarız. Bunlar 5. ve 8. evin incelenmesi ile ortaya çıkacaktır. Bu konuları bir sonra ki yazıya erteleyerek şimdilik çok önemli bir konu olan Satürn’ün hakim olduğu haritalara bir göz atalım.
Satürn’ün baskın olduğu haritalarda, karmik ilişkilerdeki yükler sözkonusudur. Geçmişten gelen yük omuzlarınıza adeta taşıyamayacağınız ağırlıkta yüklenmiş olabilir. Bu durumu şu atasözüyle açıklamak mümkün.
"Dedenin yediği koruk erik, torununun dişini kamaştırırmış!"
Yani biz geçmişte yapılan hataların bedelini ödeyebiliriz. Bu yüzden kişi farkettiği anda bu yükleri temizlemeli ve kendisinden sonra gelecek kuşağa gereksiz yükler aktarmamalıdır. Bunu örnekleyecek olursak, hırsızlık yapmış birinin çocukları hırsızın çocuğu damgasını yiyecek ve bu damga kuşaklar boyu aktarılarak devam edecek, nesillerde ağır karmik durumlara sebebiyet verebilecektir. İlerleyen zamanlarda belki bu bilgiler unutulacak ama genetik aktarımlarla nesilden nesile suçluluk duygularıyla aktarılarak kaderi belirleyici bir tarzda çalışacaktır. Bu durum çocuklarda ağır vicdan hesaplaşmaları oluşturabilecek ve kişi bu hesaplaşmalarda ilişkiye gireceği kişilerle ağır hayat dersleri yaşayabilecek ve yaşatabilecektir.
Satürn’ ün temas ettiği her yerde, zor dersler sözkonusudur.
İlişkiler anlamında ele alınırsa, özellikle Satürn 7. evde, Satürn terazi burcunda ya da Venüsle açı yapan Satürn, ilişkilerde zorluklar, sıkıntılar, engellenmeler getirebilecektir. Ama Satürn özünde o kadar da kötü bir gezegen değildir. Size karmik yükler yüklerken, size bundan kurtulmanın yolunu da gösterir. Aslında karmik yükleri sırtlarına yükleyenler, insanların bizzat kendileridir. Satürn ise, bunu farkettirene kadar insanın sırtına çöker, durur. Eğer bu yükleri farkedip kurtulmak için çabalar ve bunu başarırsanız, size bilgeliğin ve olgunluğun yolunu açacaktır. Satürn’ün 7. ev veya Venüs’le teması bunu ilişkiler yoluyla yapacağını gösterir. Satürn bu saydığım durumlarda adeta kişinin bir nevi sabrını da ölçer nitelikte çalışır. Venüs’le temas etmesi durumunda Terazi burcunun bulunduğu eve bakmak gereklidir. Çünkü Venüs Terazi’de ilişkiler anlamında çalışır. Satürn’ün Venüs’ le ilişkisinde, dersleri alırken etkilenen hayat alanınız sadece Satürn ve Venüs’ün bulunduğu evler değil Venüs’ün yöneticisi olduğu Terazi burcunun da ev konumudur. Venüs’ün Oğlak burcunda olması da Satürn’ ün ilişkilere temas etmesinin bir başka şeklidir.
Güçlü Satürn etkisine sahip kişiler yaşamları boyunca kendilerini kıstırılmış hissedecekleri ve duygular yoluyla yaşayacakları üzücü maceraları deneyimleyebilirler. Bir kişi sizin üzerinizde güçlü bir Satürn etkisi kuruyorsa bu alanda size oldukça sıkıntılı ve acı dolu deneyimler yaşatacağı ve bir anlamda da bu deneyimlerle kişiliğinizde varolan bazı sorunlarla yüzleşme noktasına getireceği ve bu süreç acı deneyimlerle yaşansada, belki de farkında bile olmadığınız içsel sorunlarınızdan kurtulmanıza, arınmanıza yardımcı bir etkisinin olacağını da söyleyebiliriz.
Neden bazı insanlarla kısa süren karşılaşmalarımız vardır? Neden öylesine birbirimize teğet geçer gideriz?
Kişilerin bazen karşısına neden çıktığını anlamadığı durumlar da vardır. Örneğin kısa süreli ya da anlık karşılaşmalar… Bunlar hızlı giden gezegenlerin bize oynadıkları küçük küçük oyunlardır. Bir Merkür transiti ya da bir Venüs transiti bize böyle karşılaşmalar getirebilir. Bu tıpkı iki kişinin haritaları arasında bulunan Venüs ve Mars’ları arasında açılanmaların bulunduğu karşılaşmalardır. Yoğun bir çekim ve etkileşme, kısa süreli diyaloğa ya da ilişkiye girme ve birden bitme. Çünkü bunlar büyük senaryonun küçük parçalarıdır. Hepsi bir amaca hizmet eder. Eğer yoğun duygusal çatışmalarınız varsa ve ideal eşinizi bulamıyorsanız, bu karmaşada hayat size küçük karşılaşmalar hazırlar; sizin farkındalığınız ve durup sorgulamanız için. Ya da sadece birkaç saat ayaküstü konuştuğunuz bir kişi, size tüm geleceğinizi etkileyen bir mesaj veriyor olabilir. Özellikle Ay, hızlı geçişleri sırasında bu tür karşılaşmaların oluşumunda tetikleyici olarak çalışabilecektir.
Bazı insanların haritalarında gerilimli açılar azdır, uyumsuzluklar fazla değildir. Bu insanlar yetişkin olduklarında eşlerini bulur, onunla yaşar giderler. Eşruh arayışı bu insanlara yabancı bir kelimedir. Onların bir eşleri vardır. Kendilerince mutludurlar ama genel olarak yaşamlarına baktığınız da, gelişme yok denecek kadar azdır.
Zorlu açılarla dolu haritalarda, özellikle ilişkilerde yoğunlaşmış zorluklar mevcutsa bu durum sizi sürekli bir arayışa iterek, sizi geliştirebilecektir de.
Aşk ve ilişkiler de tıpkı karşımıza çıkan diğer yaşam unsurları gibi bizi eğiten bizi olgunlaştıran faktörlerdendir. Gerçek sevgiye giden yolda bir yığın aşk yaşayabilirsiniz ama bunun asıl amacı bir şekilde karmanızda bulunan zehirli tortuları farkedemediğiniz için iyice yerleştirmek yahut karmanızda bulunan zehirli tortulardan farkettiğiniz an da kurtulabilmek olabilir. Bunu farkettiğiniz an da aşk ile ilgili davranış biçiminizi gözden geçirin. İlgi duyduğunuz, yöneldiğiniz kişilere neden yöneldiğinizi anlamaya çalışın. Bunlar da sizin kendinizi tanıma yolunuzu aydınlatacak birer ışıktır.
Görebilen göz için, her insan bir hayat deneyimidir. Herkes özünde gerçekten sevebilme potansiyeli taşır ama sizin için doğru olan kişiye aşk duygusunu yönlendirebilmeniz, sizin daha huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmenize yardımcı olur.
Aşk, acı çekmek demek değildir. Acıyı sadece içimizdeki karmaşalar yüzünden yaşarız. Ve bu karmaşalardan kurtulabilmek de kendi elimizdedir.
Gerçek aşkı arıyor ve bir türlü bulamıyorsanız, bunun sebebi belki de sizsinizdir.
Aylin Yabanoğlu