The Kiss- Gustav Klimt
………
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil.
……… Cemal Süreya
Aşk gönüllere düştüğü anda, akıl da dahil hayatımızda önemli ve öncelikli olan bir çok yönümüzün ve ilgi alanımızın geçici bir süre de olsa devre dışı kaldığını biliyoruz. Aşk aklımızı başımızdan aldığı gibi ruhumuzu da bedenimizden çıkartmayı başarabilen ve hayaller dünyasında sınırsızca koşturabilen bir duygu halidir. Bizi hayallere sürükleyerek gerçekte belki de asla var olmayan bir dünya yaratmamıza bile sebep olabilir.
Aşk elbette ki her insan için aynı anlamı ifade etmeyebilir.
Kimi insan aşık olduğunda kendisini tanıyan ya da tanıdığını sanan bir çok insanı şaşırtabilecek davranış biçimleri geliştirmeye muktedir olabileceği gibi, kimisi de bu duyguya teslim olmayarak mantığının iplerini elden bırakmayacak kadar kontrollü olabilir. Kimi insan aşk kapısını çaldığında güvensiz, endişeli ve kuruntulu bir ruh yapısına bürünürken, kimisi de karşısındakinin her sözüne gözü kapalı inanan bir davranış içine girebilir. Kimi duygularını aşık olduğu kişi ile sınırsızca paylaşırken, kimi ise son derece ketum bir tavır takınarak karşısındakini acaba beni seviyor mu sevmiyor mu diye günlerce düşündürmek zorunda bırakabilir, kimi de aşık olduğu kişiyi sahiplendiğinde ve yaşamının bütün alanları içine çok fazla karıştırdığında ancak tatmin olabilir.
Yani kısacası her insanın aşka karşı takındığı tavır çok farklı özellikler gösterebilir.
Peki nedir buna sebep?
Astroloji de aşkı nasıl yaşayacağımızı ve aşık olduğumuzda nasıl bir davranış biçimi geliştireceğimizi anlayabilmek açısından doğum haritalarımızdaki Güneş, Ay, Venüs, Mars ve 7. evin dışında 5. eve de bir göz atmamız gerekmektedir.
Aşkın ardından gelen paylaşımları nasıl deneyimleyeceğimizi ise 8. evi inceleyerek daha ayrıntılı belirleyebiliriz.
5.ev ve 8. ev…
Astrolojiyle ilgisi olmayan insanlar için bu kavramlar pek bir şey ifade etmeyebilir ama bu iki ev, insan yaşamı içinde bazen oldukça keyifli, zaman zaman sancılı ama her zaman oldukça yoğun yaşanılan iki yaşam alanıdır. Hatta bazı zamanlarda yaşamımızı kontrol edebilecek güce bile sahiptirler.
İlk önce 5. eve bir göz atalım...
5.ev;
Muhteşem kral, sahneyi seven, coşkulu ve yaratıcı aslan burcunun evi…
Yönetici gezegeni ise içimize yaşama sevinci dolduran Güneş’tir. Güneş bilindiği üzere sürekli gelişen bir enerji biçimidir, yani kısaca kimliğimizdir. Onunla yaşadığımızı hissederiz, onunla coşarız, onunla varlığımızı deneyimleriz. Onu geliştirmek için yaşamımız boyunca hiç durmadan çabalayıp dururuz. Öldüğümüz anda ise güneşimiz de kararıverir. O yok olduğunda diğer yönlerimiz de yok olur gider; düşünebilme yeteneğimiz, sevebilme yeteneğimiz, hissedebilen yönümüz, savaşma gücümüz, kısaca sahip olduğumuzu sandığımız herşey. Hatta yaşam bile, güneşimizi var sanmamızdan ya da var olduğunu düşünmemizden kaynaklanan bir yanılsama hali bile sayılabilir bu açıdan bakıldığında.
Güneş bizim var oluşumuzun farkedilmesidir hem kendimiz, hem de diğer insanlar tarafından. Ve bunu farkettirebilmek için de elimizden geleni yaparız, kah ışınlarımızı gizli gizli göndererek, kah yaylım ateşi gibi yayarak.
Yaşamın en keyifli anlarının deneyimlendiği alan ise aslan burcunun doğal evi olan 5.evdir. Bu evde yaşamdan keyif alınan her şeyi deneyimleriz; yeri gelir heyecanı dorukta tutarak inanılmaz risklere gireriz, yeri gelir yaşamı farklı tadlarla deneyimlemek için hobiler ediniriz ve yeri gelir doğamızın gereği çocuk sahibi olarak yani bir insan yaratarak bu hazzı deneyimleriz.
5.ev aynı zamanda sahneye çıktığımız da evdir ve yaratıcılığımızı bu ev kanalı ile ifade ederiz. Bu evde bulunan gezegenler ise bu enerjilerin yaşam sahnesine çıkış kanallarıdır. Bu evde herhangi bir gezegen bulunmaması halinde bu evde bulunan burca ve onun yöneticisine de ayrıca dikkat edilmesi gerekmektedir. Çünkü onlar da bizim aşkı yaşama biçimimizi çözümleyebilmemiz için birer yol göstericidir.
Bu evin konuları arasında bulunan AŞK’ ı, diğerlerini bir parça geride bırakarak öne çıkartalım.
Aşk belki de yaşadığımızı derinden hissetmenin en özel yollarından biridir. Onu özel kılan ise çoğu zaman kontrol dışı gelişiyor olmasıdır. Bu kontrolsüzlüğü ve beklenmedik gelişleri, onu aslan burcunun temaları arasında bulunan risk ve heyecan duygularını kamçılama gücüne de sahip kılmaktadır.
Aşk için çöllere düşme, uğrunda ölebilme, hasta olup yataklara düşme, zindanlarda çürüme gibi mantıklı çerçeveden bakıldığında son derece komik ve trajik olan haller, aşkın perspektifinden bakıldığında inanılmaz büyüleyicilikte görünebilir.
İnsanoğlunun bitmek bilmeyen aşk arayışları, aşkı buluşları, kaybedişleri, yeniden aşık oluşları ve mütemadiyen sürüp giden bu devinim yaşamın oldukça büyük bir alanını doldurmaya kafidir.
Aşkın bizi ne şekilde etkilediğini görebilmek için doğum haritalarımızda bulunan 5. evdeki burca dikkatli bakmamız gerekmektedir. Aşık olduğu kişiyi elde etmek için oldukça yoğun çabalar harcayan bir kişinin, aşkı yaşamaya başladığı anda değişim geçirerek bambaşka bir kişiliğe bürünmesi, 5. evdeki burcun aşk hayatımızdaki davranış biçimizi yönlendirmesi sebebiyledir.
Sürekli aşık olduğu kişiyle karşılaşabilmek için akla hayale gelmedik metodlar deneyen bir kişi, istediğini elde ettikten sonra, ilişkinin ilerleyen zamanlarında değişerek bambaşka bir portre çizebilir; o sıradışı ve çılgın kişi gidip yerine daha sakin ve ilişkideki önemli günleri bile unutan bir kişi haline dönüşebilir. Ya da oldukça sakin ve mantıklı görünen ve heyecansız bir şekilde ilişkiye giren bir kişi, aşkı yaşamaya başladığı anda inanılmaz ve sıradışı davranışlar sergileyerek, birlikte olduğu kişiyi her an şaşırtmaya eğilimli bir yapıya bürünebilir.
Eğer haritanızın genelinde oldukça sakin ve tutarlı bir yapıya sahip olduğunuz görülüyor ama aşık olduğunuzda bambaşka bir kimliğe bürünüyorsanız, 5. evinizde haritanızın geneli ile çelişen bir durum sözkonusu olabilir.
5.evdeki özellikle olağana aykırı tutumlar ve belirgin sıra dışı özellikleri getiren burçların başında kova burcu yer alır.
Kova burcu aşkta sıra dışı yaklaşımların ortaya çıktığı bir burçtur. Bir aşkı yaşarken yapacağınız her türlü radikal hareketler ve şaşırtıcı davranışlar 5. evde kova burcunun bulunması durumunda beklenmesi ve şaşırılmaması gereken davranışlardır. Kova burcunun ve yöneticisi Uranüs’ ün bulunduğu her alan oldukça yoğun elektrik yüklüdür. Uranüs’ ün doğum haritasında Venüs’ le teması da buna benzer davranış modelleri getirir. Kova burcunda bulunan Venüs’ de hemen hemen aynı özellikleri sergiler.
5.evinizde kova burcu değil ama onun yöneticisi Uranüs bulunuyorsa, aşk eviniz gene yüksek gerilim hattında bulunuyor demektir.
Bu yüzden bu alanlarda şaşırtıcı ve kontrol dışı davranışlar sergiliyor olmanız garipsenecek bir durum değildir. Aşkta aykırı ve şaşırtıcı davranış modelleri, ilişkilere sosyal ve toplumsal platformda var olandan daha radikal yaklaşım biçimleri, aşırı özgürlükçü bakış açıları Uranüs’ ün ya da kova burcunun o alanda hüküm sürdüğünü gösterir. Örnek vermek gerekirse teknolojik imkanlar kullanılarak, internet üzerinden ya da cep telefonu ile mesajlaşma suretiyle yaşanılan aşklar da bu durumun bir yansımasıdır. Uranüs transitlerinde de bu durum gözlenebilir. Uranüs’ ün etkisiyle kişi bireysel sınırlarının genişliğini o kadar abartmaktadır, adeta boyutları zorlamaktadır. Bu aynı zamanda bir nevi geleneksel olana da başkaldırı anlamı taşımaktadır. Uranüs’ e eşlik eden bir Neptün transiti de varsa eğer, kişi bu eğilimi daha çok gerçeklikten kaçış amacıyla da gerçekleştirebilecektir.
Bunun sebebi Uranüs’ ün kollektif enerjilerden biri olmasıdır. Örneğin eğer baskılı bir dönemden daha özgürce yaşanılan bir döneme geçiş varsa, doğal olarak özgürlüğü deneyimlemeye hazırlanan bir toplumun, onu oluşturan bireyleri de bundan nasiplerini alacaklardır.
Görücü usulü beraberliklerden, flört edilerek kurulan beraberliklere geçildiği zaman dilimi olan 20. yüzyıl sonlarında, bu enerjinin toplumsal boyuttan bireylere ne şekilde indirgendiğini, nasıl yansıdığını gözlemleme şansına ülkemizde sahip olduk. Satürn’ ün baskıladığı dönemin ardından Uranüs’ ün yardımıyla ulaşılan özgürlükler bir dönem oldukça yoğun ve sarsıcı bir şekilde deneyimlenmiştir.
Özellikle aşkta görülen özgür davranış modelleri, baskıya ve kısıtlanmaya karşı bir mücadele niteliği taşımaktadır. Birey olma yolunda mücadele verilirken Uranüs enerjisi kişinin yaşamında aktifse ve bu aktivite 5. evde yoğunlaşma gösteriyorsa, 5. ev yani aşk evi bu özgürlük arayışının ve başkaldırının gerçekleştiği alan olacaktır. Transit Uranüs’ ün doğum haritalarındaki Venüs’ le teması da buna benzer sonuçlar doğurur. Tabii ki hiçbir devrim acısız, sancısız ve kolay gerçekleşmez. Bu süreçte kişiler özellikle Satürn’ ün can acıtıcılığını da oldukça yoğun deneyimleyeceklerdir. Devrim gerçekleştirilmiş ve başarılı olmuşsa eğer, ardından yeni yapıların kurulması sürecinde Satürn’ ün muhakkak bu yeni yapılanma içinde zamanın efendisi olarak tekrar devreye girmesi gerekmektedir. Devrim başarısız olmuşsa ya da gerçek bir devrim niteliği taşımıyor ve insanlığın gelişimine değil sadece kişinin şahsi ve çığırından çıkmış amaçlarına hizmet ediyorsa, Satürn bu sefer de zalim bir efendiye dönüşebilecektir. Çünkü bilindiği üzere Satürn karmanın gezegenidir.
5.eve sıra dışı yaklaşımı getiren bir diğer burç ise yay burcudur. Ateş elementinden ve değişken nitelikli bir burç olan yay burcu 5. evde yerinde durmayan, ele avuca geçmez bir aşk anlayışı getirebilir kişiye…
5.evdeki yay burcu, kaygan zeminde dans eden bir kişiye benzer. Kişi birlikteliğini yaşarken, oldukça şaşırtıcı davranışlarda bulunma eğilimi içindedir; aşkta bağlayıcı sözlerin altına girmekten ve sürekli iç içe ve yan yana olmaktan hoşlanmayabilir. Yay burcu da kova burcu gibi özgürlüğü sever, kovanınki bir başkaldırı niteliği taşırken, yayınki yeni keşifler arayışı içinde olmaktan kaynaklanır. Bu yüzden 5. evde yay burcunun bulunması durumunda aşkta sürekli bir keşif hali mevcuttur. 5. evdeki yay burcu, kişiyi sürekli yeni aşklar ve heyecanlar peşinde koşmaya itebilir. Her yeni aşk da yeni deneyimler elde etme amacı, kişinin yaşam felsefesinin bir parçasıdır denilebilir. Olumsuz yönleri ise sürekli ne yapılacağı kestirilemeyen bir kişi ile beraberlik, karşısındaki kişiyi oldukça zorlayabilir, hatta mutsuz edebilir. Bu evde yay burcunun bulunduğunu göz önüne aldığımızda, yay burcunun yöneticisi Jüpiter’ in doğum haritasındaki burç ve ev konumuna dikkat etmemiz gerekmektedir. Örneğin Jüpiter’ in terazi burcunda ve 8. evde bulunduğunu varsayarsak kişi ilişkileri vasıtası ile yoğun olarak krizi deneyimleyebilecek ve bu deneyimlerle ortak değer anlayışı bakımından bilgeliğe ulaşabilecektir. Bu yaşananlar kişinin yaşamın bilinmeyen ve gizemli alanları karşısında da daha bilge bir yaklaşıma ulaşmasına yardımcı olabilir.
5.evde ikizler burcunun bulunması kişiyi aşkta oldukça havai ve tutarsız yapabilecektir. İkizler burcunun doğum haritalarında bulunduğu alan, sürekli bilgi akışının gerçekleştiği alandır. Ve bu bilgi akışı daha çok yüzeysel bir tarzda gerçekleştirilir. İkizler burcunun olduğu alan hiçbir şeyi derinlemesine yaşamaya fırsat vermez kişiye, çünkü alınacak ve aktrarılacak yeni bilgiler mevcuttur yaşamda. Ve bunun sürekli olabilmesi için hiç bir yerde çok uzun zaman geçirmemek gereklidir. Kişi bir ilişkiden diğer bir ilişkiye aynı an da koşabilecektir ya da aynı an da bir kaç aşk ilişkisini birden idare etmek isteyebilecektir, bu yüzden de aşk ilişkilerinde havai, yüzeysel ve sadakatsiz olarak algılanabilecektir.
5.evde akrep burcunun bulunması kişiye bu alanda yaşayacağı oldukça yoğun yaşam deneyimlerin müjdesini vermektedir. Aşık olunan kişi üzerinde sürekli bir kontrol mekanizması geliştirilmesi, kuruntular ve endişeler, kaybetme korkusu ve sürekli her kelimenin altının didik didik edilmesi 5. ev akrep burcunun genel özellikleri arasındadır. Bu yüzden aşkın mutlu ve ayakları yerden kesen yanını pek yaşama fırsatı bulamaz, 5. evinde akrep burcu bulunanlar… Akrep burcunun olduğu her alan kişiye oldukça yoğun yaşanacak yaşam dersleri getirir ve bu yaşam dersleri kişinin -bilinen cehennem anlayışı gözönünde bulundurulduğunda- cehennemde bir kaç kere yanması ile eş değerdedir. Ruhlar bu ızdırabı oldukça yoğun deneyimlerler.
“Terazi burcunun 15.ci derecesi ile akrep burcunun 15.ci derecesi arasında kalan bölüme klasik astrolojide "yanan yol" anlamında "via combusta" denmesi de boş yere değildir. Eğer aşk eviniz bu dereceler arasına denk düşüyorsa işinizin pek de kolay olmayacağını, yaşamda dönüşüm geçirmenizi sağlayacak aşk ilişkisi ya da ilişkileri deneyimleyeceğinizi ve bunlar sayesinde de ruhsal arınmanızı ve tekamülünüzü gerçekleştirirken canınızın bayağı yanacağını söyleyebiliriz.”
Devamı: http://www.magazina.biz/index.php/astroloji/31-astroloji-askin-derin-sularinda-2-bolum
Aylin Yabanoğlu