Saldırganlık Doğuştan mı?

18. 09. 21
posted by: Administrator

 

 

Trakya Üniversitesi (TÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Arıcak, erkeklerin kadınlara oranla daha saldırgan olduğunu söyledi.
“Araştırmalara göre, erkeklerde kadınlara oranla saldırganlık duygusu daha ön planda” diyen Yrd. Doç. Dr. Tolga Arıcak, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olan saldırganlığın, bireyi, kişiler arası etkileşimi ve toplumu etkileyen önemli bir özellik olduğunu belirtti.


Saldırganlığın genel olarak “kişinin diğerine ya da kendine zarar verme amacını içeren duygu, düşünce ve davranışlar bütünü” olarak tanımlandığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Arıcak, saldırganlıkta biyolojik, bireye özgü psikolojik ve çevresel faktörlerin etkisinin olduğunu kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Arıcak, şunları söyledi:


“Saldırganlık duygusuna birçok faktör etki eder. Saldırganlık duygusunu, fiziksel ve organik rahatsızlıklar, hormonal değişimler biyolojik olarak bireyin saldırganlığa hazır oluşunu etkiler. Bazı kadınların adet görmeden önceki birkaç günlük sürede yoğun bir kızgınlık ve sinirlilik dönemine girmeleri ya da hasta olan bireyin tahammül gücünün zayıflaması ve kızgınlık tepkileri vermesi buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca bireyin çocukluktan itibaren zihinsel, duygusal, sosyal ve psikoseksüel gelişimi öğrenmeleri, aldığı modeller, tecrübeleri, olaylara yüklediği anlam, beklentileri saldırganlık eğilimini ve türünü etkileyen önemli bireysel farklılıkları oluşturur.”


Saldırganlığı artırıcı yönde çevresel uyarıcıların herkeste aynı etkiye sahip olmasalar da genelde stres yaratan belli uyarıcılar bulunduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Arıcak, “Özellikle gürültü, sıcaklık, hava kirliliği fiziksel stres yaratan uyaranlardır. Gürültünün sıkıntı verici ve engellenmeye karşı hoşgörüyü azaltıcı etkisi vardır” dedi.


Yrd. Doç. Dr. Arıcak, cinsiyetin saldırganlık üzerinde etkisi araştırmalarında cinsiyet genlerinin ve hormonlarının saldırganlığı etkilediğinin belirlendiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Yapılan araştırmalarda erkeklerin kadınlara oranla saldırganlık duygusunun daha ön planda olduğu saptanmıştır. Araştırma sonuçlarının cinsiyete göre analiz edildiğinde, erkeklerin kızlara oranla daha yüksek başarma, özerklik, liderlik ve saldırganlık ihtiyacına sahip oldukları tespit edilmiştir. Aslında erkeklerin daha doğrudan, aktif ve fiziksel saldırganlığa yöneldikleri, kadınların ise dolaylı, pasif ve sözel saldırganlığı tercih ettikleri düşünülebilir. Sonuç olarak saldırganlığın cinsiyete göre farklılaşması, genetik ve hormonal temelli olmak üzere, bireyin toplumsallaşması ve öğrenmeleri sonucunda oluşmaktadır.”


Yrd. Doç. Dr. Arıcak, saldırganlığın doğuştan gelen içgüdüsel bir davranış olduğunu, ancak saldırganlığı ortaya çıkaran faktörlerin ise psikolojik ve sosyal faktörler olduğunu kaydederek, “Saldırganlık davranışı ağırlıklı olarak öğrenmelerimiz sonucunda olmaktadır. Bu açıdan saldırganlık güdüsünün spor, sanat ve entelektüel uğraşlar şeklinde kanalize edilmesi hem bireyin hem de toplumun yararına olacaktır” diye konuştu.

NTV
 

Müziğin İyileştirici Gücü

 
Müzikle her geçen gün daha fazla sarılıyoruz. Müzik, sosyal ve hatta ruhsal bir birleşme; gözlerinizin önüne birlikte dua eden yüzlerce din insanını veya stadyumda takımları için tek bir ağızdan marşlar haykıran taraftarları getirin. Müzik aynı zamanda, ruh durumlarını düzenlemek [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Değişik Bir Evrim İddiası

 

İngiliz evrim teorisyeni Oliver Curry, insanoğlunun 3000 yılına gelindiğinde evriminin doruğuna ulaşacağını ve daha sonrasında iki ayrı türe bölüneceğini öne sürdü.


BBC’ye yaptığı açıklamanın bir benzerini İngiliz televizyon kanalı Bravo’da tekrarlayan London School [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Astroloji Aşkın Derin Sularında- 1.Bölüm

The Kiss- Gustav Klimt

………

Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil.

………                                Cemal Süreya

 

 

Aşk [ ... ]

ASTROLOJİ YAZILARIDevamını oku...
Dünyanın En Eski Bayramı: Nevruz

 

Dünyanın en eski bayramı Nevruz, Türk dünyasında Göktürkler’in Ergenekon’dan çıkışı ve 12 hayvanlı Türk takviminde yeni yılın başlangıcı olarak 5 bin yıldan bu yana kutlanıyor. Kimi topluluklar, bu günü Tanrı’nın dünyayı yarattığı gün, kimileri Nuh Peygamber’in [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Yılan Hikayesi

 

 

Prof. Dr. İ.Hamit Hancı yazdı; Son Asur kralı Asurbanipal'in kütübhanesinde bulunan eski bir Sümer metninde, yılanla kartal arasında geçen şu efsane anlatılır: Kuş, komşusu yılana, "Gel" dedi, "Barış ve dostluk yemini edelim ve ona uymayanın üstüne güneş tanrısı Şamaş'ın [ ... ]

MAKALELERDevamını oku...
Değişen Dünyada Acıdan Huzura

 

Roberto Assagioli yazdı;

ACIDAN MEDİTASYONA

Acı ve huzur; insanın içsel gelişiminde, gerçek benliğinin şuuruna varmaya başlamasından, evrensel yaşamla can-ı gönülden birleşmesine, kozmik ritmlerle uyum haline ulaşmasına kadar takip ettiği yolda iki zıt kutuptur.


Gelişime [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
11:11 Nedir?

 

11 Ocak 1992'de, 11:11 denen büyük bir gezegensel aktivasyon gerçekleştirildi. Dünyanın her tarafında yüz bini aşkın insanın katıldığı bu olayın amacı 11:11 Girişini açmaktı. Bu Giriş, iki çok farklı tekâmül sarmalı, dualite ve birlik sarmalı arasındaki geçiş kuşağıdır. [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Çakralar

Çakra, Sanskritçe’de tekerlek anlamına gelir, ateş çarkı da denir. Bedenimizin içerisinde çakralar olarak bilinen yedi temel enerji merkezi hormonal salgı bezlerinin ve büyük sinir ağlarının üzerinde ya da çok yakınında olup belirli noktalarda omurgayla kesişirler.

Kadim metinlerde [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Aslan Burcunun Yasam Serüveni

 Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,

bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
Ataol Behramoğlu

Aslan burcunun yaşam serüveni [ ... ]

BURÇLARIN SERÜVENİDevamını oku...
Diğer yazılar...