Bazen bazı gezegenler, doğum haritasında bulundukları konumları yüzünden, kimliğinizi yani Güneş’ inizi rahat ifade etmenizi önleyici durumlar yaratabilirler. Örneğin Güneş’iniz Aslan burcundayken, Mars yengeç burcundaysa, bir Aslan gibi kükremezsiniz, savaşınızı verirken. Bir Yengeç gibi içinize çekilir, kendinizi korumaya alır, duygusallaşır, saldırıya değil savunmaya geçer, için için öfkelenip kızgınlığınızı dile getiremezsiniz ve sonuçta ya ani öfke patlamaları yaşar, ya vur kaç yapar ya da hayattan geri çekilip depresyona girersiniz. Ya da her saldırıyı sadece size karşı değil ailenize karşı yapılmış bir saldırı şeklinde algılayabilirsiniz veya ailenizi ve aile değerlerinizi korumak sizin hayat amacınız haline gelebilir. Bu durumda da Mars’ınızı sağlıklı ifade...
  İlim ilim bilmektirİlim kendin bilmektirSen kendini bilmezsinYa nice okumaktır…Yunus Emre                                      "Tanrım! Yarattığın düzene hayran oldum. Ama keşke, bunu farketmem için "biz" e bu kadar acı çektirmeseydin." Yaşamın herhangi bir noktasında, içinizdeki "BEN" in kim olduğunu ve neden dünyada bulunduğunuzu sorduğunuzda, size bunun yanıtını verebilecek olan astroloji, bir sembol okuma sanatıdır. Kökeni Babil İmparatorluğu’ na kadar dayanan bu kadim bilim dalı, yüzyıllar boyunca krallara hizmet etmiş, doğa olaylarını öngörmeye yardımcı olarak gücün hizmetinde olmuştur.Astrolojinin tarih boyunca gelişimi Antik Yunan Uygarlığınca devam etmiş, daha sonra ise bu bilimi Yunanlılardan öğrenen Arap alimleri, öğrendikleri bu bilimi geliştirerek astrolojinin matematiksel temellerini sağlamlaştırmışlardır. Bu süreç içerisinde...

8 Ocak 2008 Yeni Ay; Kuralları Kim Koyuyor?

18. 09. 28
posted by: Administrator

 

 
2008 yılının ilk yeniay incelemesi ile merhaba diyoruz sizlere, biraz gecikme ile olsa da. Öncelikle 2008'in ülkemiz ve tüm insanlık için hayırlı bir yıl olmasını diliyoruz. Daha az kavga, daha çok paylaşım  bütün dileğimiz.

Yeni ay ikizler burcu yükselirken oğlak burcunda ve 9. evde gerçekleşiyor. Satürnün burcunda bir yeni ay gerçekleşirken satürnün geri hareketine devam etmesi  bu ayki yeni ayı nasıl etkileyecek, bir önceki aydan kalan bazı şeylerde aksama ya da hata oldu da tekrar geriye mi döneceğiz acaba?

Bu şu duruma benziyor; bazen kendimize çok güvenip bir yola gireriz, bir süre gittikten sonra girdiğimiz yolun yanlış yol olduğunu farkederiz, eğer şansımız varsa bir çıkıştan çıkıp doğru yola bağlanabiliriz ama bu şans her zaman, herkes için işlemeyebilir; böyle durumlarda eğer vaktinizde varsa -ki oğlak burcu ve satürnün her zaman vakti vardır- tekrar geriye dönüp yola ilk girdiğimiz yere geri dönmek belki de en mantıklısı olacaktır; bu noktada gene bir seçim yapmamız gerekir, ya yeniden bir durum değerlendirmesi yaparız ve yeni bir yol haritası çıkartırız veyahut gitmekten vazgeçeriz. Çünkü gidiş, kayboluş ve geri dönüş süresinde bazı deneyimlerden geçeriz, olgunlaşırız. İşte burda oğlak burcu yükselirken geri giden satürn tam da bu durumu çağrıştrmakta bizlere. Haritalarımızda oğlak burcu hangi evdeyse o evin konularıyla ilgili böyle bir gidiş geri dönüş süreci yaşayabiliriz ve bu sürecin sonunda o alanlarda biraz daha deneyim kazanıp büyüme gerçekleştirebiliriz. Satürnün dersleri sonucu kişi bilgelik kazanır bildiğiniz üzere ama olumsuz kullanımında sert ve despot bir bilgeye dönüşme ihtimalimizde mevcuttur, o zamanda kişi için bir bilgelikten sözetmekte pek doğru olmaz.

Yeni ay haritasında ikizler burcunun yüseldiğini söylemiştik;  yöneticisi merkür de 9. evde ve kova burcuna henüz girmiş vaziyette. Malumunuz olduğu üzere kova burcunun yönticisi de satürndür ve burda oğlak burcundaki gibi maddesel değil daha rasyonel çalışır; oğlak burcunda satürn yaşamı düzenleyen kuralları koymaya çalışırken, kova burcunda bu kuralları nasıl aşabileceğini, hatta nasıl yıkabileceğini ve insanlığı nasıl ileri götürebileceğini düşünür. Yani bir nevi artık kendiyle yarışmaya başlamıştır. Hem kova burcu, hem de kova burcundaki satürnün yaşam macerası hakkındaki bilgiyi burada keserek ve bu macerayı bir sonraki aya erteleyerek bu yeni aydaki merkürün konumuna bir göz atalım. İletişimin gezegeni merkür kova burcunda artık zihnin kalıplarını kırmaya yönelik çalışmaya başlayacaktır. Bu yeni ayda bolca iletişim özellikle teknolojik iletişimler öne çıkacaktır. Merkür doğasının gereği olan bilgiye hızlı ulaşımdan ziyade değişik ve yeni çözümler arayacaktır, kova burcundaki merküre  olağan olan  yetmemektedir.  Bu yüzden zihin yeni ve sıradışı arayışlara girecektir. Zihnin bu şekilde çalışması aslında burda geri dönüp yeniden başlama noktasına bizi götüren sürecin ve yapılanmanın halkalarından biri olacaktır.

Bu yeniden yapılanma sürecinde özellikle vurgulamak istediğimiz bir konu var;  televizyonlarımızda uzun zamandır bizleri televizyonlardan soğutan, uzak tutan, beynimizi uyuşturan, gelişmenin önünü kesen programlar yerine bizi düşünmeye ve kendimizi aşmaya teşvik edecek yeni yapımlara yönlenilmesi gerektiği kanaatindeyiz. 

Yeni ayın 9. evde olması sebebiyle özellikle üniversitelerimiz ve yeni hukuksal yapılanmamızla ilgili yeni fikirlerin gündeme gelebileceğini söyleyebiliriz. Özellikle bu ayki yeni ayda atılan tohumların olgunlaşma ve ortaya çıkma dönemi olan dolunayda bu konuların masaya yatırılması ve enine boyuna irdelenmesi en doğrusu olacaktır. 

Bu aya damgasını vuracak olan en önemli açılanmalardan biri pluto-mars karşıtlığı... Yay burcunun son derecesindeki yeniden yapılanmanın gezegeni olan pluto burcu terketmeye hazırlanırken adeta son düzenlemelerini yapmak istercesine savaş ve eylemin gezegeni marsa karşıt bir açı oluşturuyor. Üstelik mars gücünün zayıfladığı bir geri gitme sürecinde iken... Bu açı ve konumlanma, dünya üzerindeki insanın yaşam serüveninde artık savaşın, yıkımın ve insanın bu yöndeki eğiliminin artık sonuna gelinmesi gerektiğini, kendimize yeterince zarar verdiğimizi, sahip olduğumuz bu gücü daha faydalı alanlara kanalize etmemiz gerektiğini çünkü zaten hem dünya, hem de insanlık olarak kendimizi yeterince zayıf düşürdüğümüzü bize der gibi durmakta.  Ocak ayının sonunda marsın geri gidiş süreci sonlanırken pluto da Ocak 27 de oğlak burcuna ilk merhabayı diyecek.  Marsın düzgün hareketine dönerek ikizler burcunu terkedip yengeç burcuna gireceği ve bu açılanmanın etkilerinin azalacağı 2008 mart ayının sonlarına dek bu karşılıklı gerilimin etkilerini bolca hissedeceğiz; gerek içsel anlamda, gerekse dışsal anlamda adeta bir güç mücadelesi şeklinde süren ve bizleri aslında değişime götürecek olan bu açılanmayı kolay atlatmanızı ve değişimizi kolayca gerçekleştirmenizi diliyorum. Marsın bu süreçte burç değiştirecek olması  duygusal anlamda bizleri zorlayacak gibi görünmekte. Geçmişten gelen hesaplaşmalar, duygusal çatışmalarla kısa bir sürede olsa uğraşarak kendimizi yeni bir ben olmaya doğru götürme şansımız bulunuyor. Özelikle 1 lerin yılı olan 2008'de şans bu anlamda bizlerden yana görünüyor, bu şansı değişim yönünde çaba harcayan herkese de eşit şekilde dağıtmaya hazır duruyor. Zaman bizleri seviyor olarakta değerlendirebiliriz aslında bu durumu, çünkü bizler zamanın çocuklarıyız. Doğup, büyüyüp, yaşlanırken zaman bize hep eşlik eder, bazen korur gözetir, çoğu zamansa hayatın dönemeçleriyle yalnız başımıza başetmemiz ve büyüyebilmemiz için bizi sadece izler.  Bütün bu süreçte ise her an yanımızdadır. Zamanın dışına çıkmayı başardığımız an ise ebeveynlerinden  çocuk olmaya özgü duygusal bağın zamanı geldiğinde -tıpkı göbek bağı gibi- kesilmesi gibi, zamanla da göbek bağımızı keserek bu yaşama özgü büyümemizi gerçekleştiririz.

Bu sebeple her ölüm aslında erken ölüm değil, her ölüm aslında ölen için de, kalan için de gerçek bir büyümedir.

Bu ay venüs yay burcunda yolculuğunu sürdürürken yeni hayat deneyimlerine doğru da bizi sınırsız bir yolculuğa hatta serüvenlere doğru sürüklemektedir. Ama kontrollü bir şekilde... Satürnün venüse bu yeni ayda kare açı yapması sebebiyle daha önceki gibi her bulduğumuz bilginin ve insanın üzerine atlama şeklinde değil, geçmiş yaşam tecrübelerinden edindiğimiz bilgiler ışığında daha kontrollü, yavaş yavaş, sindirerek bir yayılma gerçekleşecektir. Yay burcundaki venüs neredeyse bulduğu her bilginin, her insanın üstüne atlayarak o daldan bu dala o insandan bu insana sıçrar durur. Bu şekilde insan ilişkileri bağlamında gelişmeye yeni insanlar tanıyarak yeni hayat perspektifleri kazanmaya çalışır. Bu sefer satürnün eşliğinde bu alan daraltılmıştır ve edindiklerimizin  üzerinden geçeceğimiz, daha kontrollü olacağımız bir ay olacak bu ay. Diğer taraftan uranüsde venüse kare açı yapacağı için bazı ilişkiler bu ay hayatımızdan elimine olacak gibi görünmektedir. Süresi dolmuş, gelişmesi bizlerle uyumlu olmayan insanlar, yaşam felsefeleri  ve oluşumlar birazda krizli bir şekilde hayatımızdan çıkarak yeniden yapılanmamıza yer açacaklardır. Venüs Antares yıldızıyla birleşim yaptığında bu anlamda obsesif olmamaya, fazla direnmemeye çalışmakta fayda görmekteyiz. Antares Scorpius takımyıldızında yer alan bir kraliyet yıldızıdır. Başarı getiren bir yıldızdır ama aynı oranda da tehlikelidir; kraliyet yıldızları kişiye bedel ödetmeden başarı vermezler, kişisel hırs ve tutkular,  obsesif davranışları, aşırılıklara kaçmalar kişiye ağır bedeller ödetebilir. Bu sebeple ilişkilerde ve venüsün sembolize ettiği hukuk, adalet, ilişkiler arası denge, evlilikler, ilişkiler, düşmanlıklar, dostluklar, parasal istekler, güvence arayışlarında dikkatli hareket etmekte fayda var.

22 Ocak'taki dolunay haritasında ise dolunayın kova - aslan aksında oluştuğunu görüyoruz.  Özgürlük isteği ile kuralları yıkmaya çalışmak ve egosal direniş arasında bir gerilim yaşanacak gibi görünüyor. Bu büyüdüğünü düşünen, bireysel hareket etmek isteyen ve özgürlüğünü talep eden bir çocuğun ailesine verdiği mücadeleye benziyor. 

Bir tarafta reform isteği diğer tarafta duygusal direnç ile  karşılaşacak ve adeta bir güç mücadelesinin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Venüsünde plutonun yanında bulunması ve marsın diğer cephede yalnız kalması, marsın 12. evde bulunması, gizli eylemler, gizli düşmanlıklar, gizli saldırılar şeklinde yaşanabilir, dikkatli olmakta fayda var. Bu noktada doğru ve sağlıklı iletişimin önemini vurguluyor, birbirini anlamanın en iyi yolunun birbirini dinlemeden geçtiğini,  doğru anlamanın ise  her zaman samimi ifade ile sağlanabileceğinin önemini tekrar tekrar vurguluyoruz. Düşünmekten, düşünceden ve konuşmaktan korkmamayı artık başarmamız gerekiyor.

İçimizdeki bunca gerilimle başedebilmek ve sağduyumuzun sesini duymayı başararak aklın yolundan gidebilmek dileğiyle, herkese kolay gelsin.
Sevgiler,


Aylin Yabanoğlu