Sembolizm: Numeroloji

in YAZILAR
18. 09. 20
posted by: Administrator

 

Mutlu Payaslıoğlu yazdı;

Sayı : 0

Sıfır yokluğun, hiçliğin sembolüdür. Ama aynı zamanda potansiyel varoluşun başlangıcıdır. Sıfır yutan sayıdır, etkisiz sayıdır ama aynı zamanda çok büyük bir gücü de kendinde barındırır. Dünya kültürlerinde 9 sayısı ile birlikte gösterim şekli hemen hemen hiç değişmeyen iki rakamdan biridir.

 

Sayı : 1

Monad olarak adlandırılır. Tekliği ifade eder, yani tek olan herşeyi. Bu nedenle tüm varlıkların bünyesinden çıktığı tanrıyı tanımlar. Mu sembollerini incelerken (.) noktanın veya bir daire içindeki noktanın tanrıyı temsil ettiğini göreceğiz. Bunu aynı zamanda doğada gördüğümüz ‘güneş’ ile özdeşleştirmektedirler. Çünkü sistemimizde güneş tek ve enerji veren, yaşamın devamını sağlayan güçtür. Bir sayısı aynı zamanda tanrının yeryüzündeki yansıması olan insanı da temsil eder. Bu bir bakıma tanrı ile insanın birleşmesini, yani makro ve mikro kozmosun tekliğini ifade eder. Eski Mısır’da bu sembol Osiris ile temsil edilir.

 

Sayı : 2

Diyad olarak adlandırılır. Evrendeki dualiteyi gösterir, yani birbirinin zıttı veya tamamlayan herşeyi. Bunlar erkek ve dişi enerjiyi, aktif ve pasifi, bölünmez öz ile bölünebilir cevheri, iyilik ve kötülüğü, tanrının hem erkek, hen dişil yönünün olduğunu ve insanların bu nedenle iki cins olarak yaratıldığı ifade eder. İki sembolü ile ayrıca güneş ve ay’ı, kükürt ve civayı da anlatır. Kükürt erkektir ve akıldır, civa dişidir ve ruhtur. Eski Mısır’da Osiris ve İsis ile temsil edilir.

 

Sayı : 3

Triad olarak adlandırılır. Monad ile diyad’ın birleşmesinden oluşur. Yani erkek ile dişi enerjinin birleşiminden oluşan eser, çocuğu anlatır. Eski Mısır’da Osiris ve İsis’in çocukları olan Horus ile temsil edilir. Bunu akıldan çıkan, fikirle oluşan eser olarak da görebiliriz. Üç sayısı ve üçgen bu nedenle en çok kullanılan ve çok kutsal sayılan bir sembolizmadır. Yaratılışın temelinde birin üçe, üçün bire yansıması yatmaktadır. Birin sembolü olan nokta(Göz de aynı anlama gelmektedir) ve üçün sembolü olan üçgenin iç içe kullanıldığı birleşik sembolde de bu anlatılmaktadır. Üç sembolü ayrıca insanın oluşumundaki ateş, su ve toprak ile tanrının oluşumundaki ruh, can, bedeni anlatır. Ruh ateşten, can sudan ve beden topraktan üretilmiştir.
Üçgen aynı zamanda evreni de temsil eder.

 

Sayı : 4

Tetrad olarak adlandırılır. Kainatı kaostan düzene geçiren dört temel gücün ifadesidir. Bunlar Ateş, Su, Toprak ve Hava dır. Bunlara mahşerin dört atlısı da denilir. Mu sembolizması içinde haç sembollerinin bu dört gücü ifade ettiğini göreceğiz. Bu nedenle kare yerine, Hristiyanlar için de kutsal sayılan haç veya + işareti de kullanılır. Dört sayısı genellikle dünya ve fiziksel gerçekle ilgili sayıdır ve düzeni tanımlar. Dünyanın ve fiziksel gerçeğin dört yönü, dört boyutu ve dört mevsimi vardır. Aristo bunu biraz daha ileri götürerek dört niteliği belirlemiştir. Bunlar kuru, ıslak, sıcak ve soğuktur. Her elementin iki niteliği bulunur. Toprak kuru ve soğuktur. Su ıslak ve soğuktur. Hava ıslak ve sıcaktır. Ateş sıcak ve kurudur. Bundan da görülebileceği gibi her element bir diğeriyle bir niteliğini paylaşmaktadır. Bu durumda bir elementin bir niteliğini değiştirerek diğerine dönüşmesi olasıdır.

 

Sayı : 5

Pentad olarak adlandırılır. İnsanın ve üzerinde yaşadığı dünyanın sembolüdür. Diyad ile triad’ın toplamı olan pentad dünyasal sevginin ve evliliğin sembolüdür. Ateş, su, toprak ve havanın toplamından oluşan dünyayı temsil eder. Yine bu dört elementin birleşiminden oluşan insanı da temsil eder (5. Element) Burada küçük bir hatırlatma yapmak isterim. Bu sezon oynayan filmler arasında 5. Element filmi de vardı. Filmi seyredenler hatırlarlar, final sahnesinde dört elementi(Bunlar renkleriyle belirlenmiş değişik kutucuklardı) beşinci element olan mükemmel insan ile birleştiriyorlardı ve çok güçlü bir silah oluşturarak düşmanlarını yeniyorlardı.
Bu yıldıza Sirius yıldızı da denilir.

 

Sayı : 6

İç içe geçmiş ve iki farklı yöne bakan üçgenler de yine çok eski bir semboldür. Bu yıldıza adalet yıldızı denilir. İsrail devletinin bayrağında da yer alan bu yıldız, kralları David’den çok daha önce bulunmuş bir semboldür. Yıldız evrenin altı yönünü gösterir; kuzey, güney, doğu, batı, aşağı ve yukarı. Yukarı bakan üçgen tanrıya ulaşmayı, aşağı bakan üçgen ise yeniden doğuş yasası gereği geriye dönüşü anlatır. Bu uçlardan herbiri bir fazileti temsil eder.

 

Sayı : 7

Kutsal üçlü triad ile düzeni oluşturan tetrad’ın birleşmesinden oluşmuştur. Tekamül yasasının sembolüdür. Evrende pekçok şey yedi üzerine kurulmuştur. Sesin yedi ana notası, ışığın yedi ana rengi, insandaki yedi ana çakra gibi. Bu sembol Mu sembollerini incelerken kraliyet armasında da karşımıza çıkacaktır.

 

Sayı : 8

Oktad olarak adlandırılır. İç içe geçmiş iki kareden oluşan, sekiz kenarlı bir yıldızdır. Özellikle Türk işleme sanatlarında çok karşılaştığımız bu sembol adaleti temsil eder. Bu sayı dördün iki katı veya üstün halidir. Fiziksel dünyanın dengelenmesini temsil eder.

 

Sayı : 9

Dokuz tamamlama ve hikmeti temsil eder. Dokuz üçün karesidir ve son tam sayı olarak bir devrenin tamamlandığını haber verir. Dünya kültürlerinde 9 sayısı hemen hemen hep aynı şekilde gösterilmiştir. Bazen bunu spiral bir girdaba benzer şekilde de ifade edildiğini görüyoruz. Yani bir akış ve bitişin simgesi adeta.

Sayı : 10

Tetraktis olarak adlandırılır. Dört bölümlü üçgenden oluşmuştur.
İlk dört sayının toplamı olan on sayısı mükemmelliğin sembolüdür. Aynı zamanda kamil insanı, yani insanla tanrının bir olmasının sembolüdür. Sıfır ile bir sayısının yan yana gelmesiyle oluşan on sayısı hiçlikle, tekliğin ahengini ifade eder. Bu nedenle makro kozmosun da kutsal sayısıdır.

 

"Tübitak yayınları Georges IFRAH’ın ‘Rakamların Evrensel Tarihi…"

 

Olaya biraz geniş perspektiften baktığımızda ve yukarıdaki anlamlarla yaklaştığımızda bu sayıların yaratılış sürecini ve tekamül yasasını anlattığını görüyoruz. Zaten her sayı kendinden evvel gelen sayının veya sayıların toplamı ile oluşmaktadır. O zaman matematik evrenin içindeki sırların aslında yaratılışın da sırrı olduğu gerçeği ile yüz yüze geliyoruz.


Bunu isterseniz bir hikaye olarak anlatalım :

 

“Başlangıçta büyük bir hiçlik vardı. Bu hiçliğin içinde ise büyük bir potansiyel güç saklıydı. “O” vardı, “O” sıfırdı. Kendini görmek istedi ve herşey o ilk noktadan, o ilk zerreden fışkırmaya başladı. Artık herşey birdi. Yaşamı yaratmak için kendini tekrarlaması gerekti. Bir başka Bir’le birleşti. Dual evren yaratıldı. Yaşamın içindeki zıtlıklar ikinin içine gizlendi. Artık evren yaratılabilirdi. İki karşıt gücün birleşmesi yeni bir oluşum yarattı, bu üçüncü oluşum evrendi. Bir’in üç’e yansıması bu şekilde oldu. Evren yaratıldı ve üç ile sabitlendi, üçgen oldu. Evren içinde yaratmak için dört temel güce ihtiyaç vardı. Su, hava, toprak ve ateş ile dörtgen oluşturuldu. Evren kaostan düzene dönmeye başladı. Mahşerin dört atlısı dünyaları oluşturdu. Bu dört elementi tamamlamak için, beşinci element insan, dört ile birin toplamı ile oluşturuldu.


Dünya ve insan yaratılmış, adeta beş köşeli bir yıldız olmuştu.Yaratan, insana kendi özelliklerini emanet etti. Yukarı doğru tırmandığında O’na ulaşılacak, çalışmazsa tekamül yasası gereği tekrar bedenlenecekti. Böylece ruhların tekamül süreci başladı. İnsan ve tanrı iç içe geçmiş ayrılmaz iki üçgen olmuştu. Üç sayısının iki defa tekrarı ile altı oluşturuldu. İnsanın nasıl tekamül edeceği ise yedi ile belirlendi. Tüm ahenk bunun üzerine kuruldu. Kutsal üçgen ve düzeni oluşturan dörtgen ile yedi oluşturuldu. Tekamülü sınamak için adaletli bir değerlendirme yapılması gerekmekteydi. Fiziksel düzeni denetlemek için dört sayısının iki defa tekrarı ile sekiz oluşturuldu. Değerlendirmenin sonu bir sürecin bitişiydi. Bu tamamlanma ve hikmete ulaşmaydı. Spiral yolun sonunda varılmak istenen son nokta vardı. Sekiz köşeli Adalet Yıldızı, Bir ile birleşerek dokuz oluşturuldu. Son noktaya gelinmişti. Birlik, hiçlikle buluştu, 1 ve 0 yanyana geldi. Ruhlar çıktıkları ana kaynağa dönmeye başladı. İlk dört sayının, ilk dört anlatımın toplamı olan On ile mükemmel insan, kamil insan olundu.”

Tekamül

 

Lifting of the human spirit - Aleksander Balos - Credo

 

TEKAMÜL

Ellerin vardı, ağzın, dişlerin

Öldürdün

Ayakların vardı, yürüdün bir taş aldın yerden

Öldürdün

Taşın keskin kenarını gördün gözlerinle

Öldürdün

Bir sopa buldun, aldın eline

Öldürdün

Taşın [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Kuşku Üzerine...

Ertan Yurderi yazdı;

Kuşlar arasında yarasa ne ise, düşünceler arasında kuşku da odur... İkisi de hep alacakaranlıkta uçarlar.

Kuşkularımızı baskı altına almak, hiç değilse gözaltında bulundurmak zorundayız, çünkü kafamızı bulandırır, arkadaşlarımızı yitirmemize yol [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Cadılar ve Büyüler

 

Cadıların ne olduklarını ve ne yaptıklarını bilmeyeniniz yoktur herhalde… Ben karacadılıkla suçlanana kadar açıkcası cadılarla pek fazla ilgilenmiyordum, hatta büyü kavramı benden tamamiyle uzaktı. Yapanı şiddetle kınar ve yoluma devam ederdim. Nerden bilebilirdim ki seçimlerimin [ ... ]

BLOG-NOTDevamını oku...
Kromoterapi: Uygulamalı Renk Terapisi

 

Biliyoruz ki evrende var olan her şey kendine özgü bir titreşime sahiptir. Renklerde, bir ışık frekansının belli orandaki yoğunlaşması sonucunda ortaya çıkar. Elektromanyetik yelpazeye baktığımızda, yelpazedeki her rengin kendine özgü bir titreşime sahip olduğunu görürüz. [ ... ]

MAKALELERDevamını oku...
Elementlerin Ad ve Sembollerinin Asıl Kaynakları

 

 

Element, Grekçe’de “elementa” kelimesinden türemiştir ve bir merdivenin ilk basamaklarına tırmanmak anlamına gelir. Bir bilim veya metodun ilk unsurları anlamına gelen bu kelime, ayni zamanda kimyada farklı atom yapısına sahip 108 madde türlerine de denilir. Ancak simya, astroloji [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Zamanda Yavaşlama Algısı Gerçek mi?

 

Hayatı tehdit eden bir olay sırasında sürecin Matrix'teki Neo karakterinin yaşadığı gibi ''ağır çekime'' alındığı yanılgısının, olaya ilişkin daha fazla ayrıntının hafızaya kaydedilmesinden kaynaklandığı ortaya çıktı.
ABD'nin Teksas eyaletindeki Houston Baylor Koleji [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Yürüyüş

Dalgın dalgın yürüyordu. İçini nedensiz korkular kaplamıştı; sanki çok kötü bir şey olacakmış gibi. Sık sık olurdu bu. Bu duygudan kurtulmak için uzun yürüyüşlere çıkardı ve yürüyüşün sonunda kendini daha iyi hisseder vaziyette eve dönerdi. Korktuğu da olmazdı elbette. [ ... ]

BLOG-NOTDevamını oku...
Yengeç Burcunun Yasam Serüveni

uzak anılar

yengeçler gibi

çıkıyorlar bir gün batımına

son güneşler son güneşler de düşüyor bak

tüm metal dairelerinle sen çıkıyorsun yaşamıma…

Lale Müldür

Yengeç burcunun yaşam serüveni ve diğer burçlarla olan uyumu ve uyumsuzlukları:

Yengeç burcu yaşamda duyguların [ ... ]

BURÇLARIN SERÜVENİDevamını oku...
Eşruhumuzu Nasıl Buluruz?

 

Ertan Yurderi yazdı; Spiritüel konularla uğraşan kişilerin ağzına pelesenk olmuş bir kavram vardır. Eşruh konusudur bu... Bu kişiler hep bir gün eşruhlarıyla karşılaşacakları anı bekler dururlar... Bence bu nosyonun da bir illüzyon olabileceği şüphesi var içimde... Umarım [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Diğer yazılar...