Seçici Olan Yırtıcı Olur

in YAZILAR
18. 09. 17
posted by: Administrator

 

Tahir M. Ceylan yazdı; Kurtlarla kartallar yiyeceğini seçer, çakallarla akbabalarsa seçmeden yer; o yüzden kurt çakaldan, kartal akbabadan yırtıcıdır. İnsanlarda da farklı değil, yediği yemeği, giydiği elbiseyi fazla irdeleyen, karşıdakini zar zor beğenen erkek ya da kadınlar da hır çıkarmayı pek sever.

Beraber olacağı kişiyi didik didik eden, evleneceği insanı ince elekten geçirenler senesini doldurmadan kavga dövüş boşanırken, eş dost tavsiyesiyle evlenenler birkaç on yıl geçtiği halde beraberliği sürdürdükçe sürdürürler. Seri katillerin de çok titiz insanlar olduğunu bildiren adli tıp raporları vardır. Kediler sonra, nasıl da titiz ve yırtıcı hayvanlardır, zoologların onlarla ilgili hipotezlerinden biri de bunların tür olarak toptan, seçicilik ve temizlik yönünden genetik bir hastalık taşıdığıdır.

Birçok hastalık belirtisinin kendi adıyla anılmasına neden olacak kadar çalışma titizi olan Fransız doktoru J. M. Charcot, tedavi ediyorum diye kor gibi demirlerle histerik kadınların apışarasını dağlamıştı. Charcot gibi çalışma değil ama prensip titizi Norveçli ressam Edward Munch de, içindeki saldırganlığı bir vampir tablosu yaparak ancak dengelemişti.

Ormanın en yırtıcı hayvanı kaplanın hayvanat bahçelerindeki kafesleri, her yeri pislik götüren deve ve zürafadan farklı olarak, tertemizdir. Onun soyundan gelen kedilerin de bir koltuğun üzerinde sabahtan akşama temizlendiğini biliriz. Birisi için temizlik, titizlik derecesinde olduğunda amaç, kendinden başka her izi temizlemek anlamını alır, kişinin güdüsü o zaman herkesi silip süpürmek ve geride yalnızca kendini bırakmaktır. İlginçtir ki loğusa kadınlarda titizlikle ilgili takıntıya az rastlanıyormuş. Bebek kucağa geldiğinde demek ki, insana saldırı değil şefkat lazım olduğunda, takıntı kalmıyor.

Psikodinamiye girelim biraz... Titiz adamlar şefkati başkasına olan şehvetten, öfkeyi kendine olan nefretten izole eder. O yüzden her an duygusuz biçimde şefkat, acımasız biçimde saldırganlık gösterebilirler. Obsesif insanların bazılarında bir öldürme gereksinimine karşılık gelecek şekilde, çocukların arasında bıçağı defalarca tutup bırakma eylemi vardır. O bir süre öyle gide, sonra bir bakarsınız saldırganlık kişinin kendine yönelir, depresyon baş gösterir.

Depresyon, bu olağanüstü cansızlık, belki de yeryüzünde görülebilecek eşi benzeri olmayan bir saldırganlıktır. Bazen yoğun cinselliğin, içteki yoğun agresyondan kurtulmak için yapıldığını söylemek bile mümkündür.

İnsanın ilk andaki yumuşaklığına aldanmamak lazımdır; bir defasında Gabbard şöyle demişti: "İnsanda bilinç, bilinçdışının yedide biridir". O birin ne olduğunu biliyoruz, ama geride kalan yedinin içinde buz gibi bir agresif duygunun ne ölçüde var olduğunu bir analist bile ancak şöyle böyle bilebilir.

Bir ceza avukatının anılarını dinlemiştim bir ara, kendini aldatan kocasını kadın çok titiz bir plan yaparak cezalandırmış: kapı koluna bağladığı bir ipi tüfeğin tetiğinden geçirip namlunun karşısına oturmuş, kocası odaya girdiğinde kadın "domdom" kurşunuyla ölmüş ve adam ömür boyu vicdan azabından nefes bile alamamış. İşte böyle, insanın içindeki saldırganlık kendini yok etmeye yetecek kadardır! Hatta öyle titiz katiller vardır ki onlar için öldürme eylemi, öldürmenin kendisi değil, öldürmenin kelimesi gibidir!

Yazar ve sanatçıların da kolay beğenen insanlar olmadığını biliyoruz, yazdıkları metni defalarca yırtıp atanlar olduğu gibi, milyonlarca dolarlık resimlerini vakti zamanında bir şişe şarap parasına verenler de yok değildir; yazar ve ressamların bazen kendilerine ve yapıtlarına karşı acımasız olduğunu biliyoruz. Toplumda intihar yüz kişiden birinde görülür. Ama şairler bundan beş, yazarlar yedi ve nihayet ressamlar on iki kat daha fazla oranda intihar ederler.

İnsan için seçici olmak, en derininde saldırmak için ayırmak anlamındadır. Bir seferinde, titiz bir hastası tarafından baba yerine konan bir psikologdan dinlemiştim, hasta seans sırasında daha önceden özenle yazdığı iki sayfa galiz küfrü psikoloğunun yüzüne itina ile okuyarak, babasına olan öfkesini kusmuş. Psikologların duygusuz yüzleri, çok kusmuk gördükleri için midir acaba bilemiyorum!

Psikologlardan doktorlara geçersek konuyla ilgili dramatik bir rastlantı da şudur ki, bilinen en kıyıcı alet olan giyotini yapan mösyö Guillotin de, insan vücuduna titizlikle hakim bir Fransız doktordu!

İnsan ruhunda duygusal bir dallanma varsa seçmek saldırmaktan ayrılır diyebiliriz.

 

Kaderimizin Efendisi miyiz?

 

ABD’li Fred Alan Wolf, 72 yaşında bir kuantum fiziği profesörü. Bu konuda 11 kitap yazdı, "Taking the Quantum Leap" adlı kitabı ABD Ulusal Kitap Ödülü’nü aldı. Yarı belgesel yarı kurmaca film "What The Bleep Do We Know"a esin kaynağı oldu. Kuantum fiziği gibi karmaşık bir [ ... ]

HABERLERDevamını oku...
Hemen Kulağınıza Götürmeyin

Prof. Dr. Kumbur, cep telefonunun verdiği zararları en aza indirmek için telefonu açtıktan birkaç saniye sonra konuşmaya başlamayı önerdi. Yolculuklarda ise sürekli baz istasyonu değiştirildiği için yüzde 50 daha fazla enerji yüklemesi gerçekleşiyor. Mersin Üniversitesi Mühendislik [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Depresyonu Hafife Almayın!

 

“Bugün depresyondayım!” günlük yaşantımızda sıkça duymaya alıştığımız sözlerden biri oldu.

Genç-yaşlı, kadın-erkek birçok insan, anlık mutsuzluklarını aynı sözcükle anlatıyor: Depresyon… Peki nedir depresyon? Hangi belirtileri verir, nasıl tedavi edilir, kendi [ ... ]

SOSYAL İÇERİKDevamını oku...
Sebep Ayna Nöronlar mı?

Sürü Psikolojisine Sebep Ayna Nöronlar mı? Fransa Jean Nicod Enstitüsü Öğretim Üyesi Pierre Jacob, ekip çalışması, çete davranışları ve sürü psikolojisi gibi öğelerin altında insan beynindeki ''ayna nöron''ların bulunduğunun düşünüldüğünü bildirdi. Jacob, "Bu sistemi [ ... ]

HABERLERDevamını oku...
Paralel Evrenler

 

Çetin Bal yazdı;

Sonsuzluğun büyük paradoksu: Paralel evrenler

Görülebilir evrenin ötesinde, bu evrene paralel başka evrenler de var mıdır?

Mistikler ve filozoflar böyle olduğunu öne sürüyorlar. Bilim adamları ise yakın zamanlara değin böyle bir şeyin olanaksız olduğunu [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Mayalar Nasıl Yok Oldu?

 

Yüzyılın başından beri bilim adamları Mayalar'ın kim olduklarını, nasıl yaşadıklarını, ve uygarlıklarının bir anda neden yok olduğunu araştiriyorlar. Bu garip uygarlık MS 300'lerde dünyanın en gelişmiş uygarlığıydı ama dünyanın günesin çevresinde 365 günde döndügünü [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Bir Kendini Bilme Sanatı; Astroloji - 1.Bölüm

 

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır…

Yunus Emre                                     

 

"Tanrım! Yarattığın düzene hayran oldum. Ama keşke, bunu farketmem için "biz" e bu kadar acı çektirmeseydin."

 

Yaşamın [ ... ]

ASTROLOJİ YAZILARIDevamını oku...
Şamanlık ve Doğa Öğretisi

Şaman Kadını

 

Bilimcilerin Farklı Görüşleri
Şamanizm'in başlangıçta Batılılar'ca çoktanrılı bir din zannedilmesindeki ana etken, Şamanizm hakkında yeterince bilgisi olmayan ilk Batılı gezginlerin Şamanizm hakkında Batı'ya aktardıkları yüzeysel bilgilerden kaynaklanmıştır. [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Astroloji Aşkın Derin Sularında- 2.Bolum

Yazının 1.bölümü için aşağıdaki linke tıklayınız...

http://www.magazina.biz/index.php/astroloji/31-astroloji-askin-derin-sularinda-2-bolum

 

 

Desire- Paul Curtis

evde yengeç burcunun bulunması kişinin sürekli aşık olduğu kişiyi duygusal olarak beslemeye kendisini zorunlu [ ... ]

ASTROLOJİ YAZILARIDevamını oku...
Diğer yazılar...