Depresyonu Hafife Almayın!

18. 09. 19
posted by: Administrator

 

“Bugün depresyondayım!” günlük yaşantımızda sıkça duymaya alıştığımız sözlerden biri oldu.

Genç-yaşlı, kadın-erkek birçok insan, anlık mutsuzluklarını aynı sözcükle anlatıyor: Depresyon… Peki nedir depresyon? Hangi belirtileri verir, nasıl tedavi edilir, kendi kendine geçer mi?

 

Anadolu Sağlık Merkezi’nden Psikiyatrist Dr. Banu Büyükkal, ülkemizde neredeyse her 10 kişiden 1’inde görülen depresyonun, gerek yüksek görülme sıklığı, gerekse sosyoekonomik sonuçları nedeniyle son derece önemli bir hastalık olduğunun altını çiziyor.

 

Dr. Büyükkal depresyonu, “kişinin duygularını, bedenini, düşüncelerini kısacası bütününü her alanda ele geçirebilen çok boyutlu bir rahatsızlık” olarak tanımlıyor ve ekliyor:
“Depresyon kişinin yemek yemesini, uykusunu, sosyal işlevlerini tamamen etkiler. Kısacası insanların, ‘Topla kendini artık, sen bunu kendi kendine yapıyorsun. Kendi aklınla da çözebilirsin’ şeklindeki iyi niyetli çabalarının sonuç vermeyeceği bir durumdur.”

Dünya Sağlık Örgütü’nün istatistiklerine göre, dünyada herhangi bir anda 120 milyon kişi depresyonla mücadele ediyor. Global hastalık yükü anlamında dünyada 4. sırada yer alan depresyonun tedavisi, ABD’de yılda 30 ila 80 milyar dolara mal oluyor.

BİYOKİMYASAL BİR OLAY MI?
Depresyonun kaynağının ne olduğu ve beyindeki kimyasal değişimlerin depresyon üzerinde ne gibi etkilere sahip olduğu, bugün cevabı en merak edilen sorulardan bazıları. Depresyonun çok faktörlü bir hastalık olduğunu söyleyen Dr. Büyükkal, depresyon durumunda beyinde bazı biyokimyasal değişikliklerin görülebildiğini söylüyor.

MEVSİMSEL DEPRESYON
Depresyonun ortaya çıkışında, çevresel faktörler ve hatta mevsimler bile etkili oluyor. Daha sık olarak sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan bir depresyon tipi olduğunu söyleyen Dr. Büyükkal, “Işığın, her insanın duygu durumu üzerinde mutlaka etkisi var. Mevsimsel duygu durum bozukluğu adı verilen grup ise, depresyonun bir alt grubu olarak kabul ediliyor. Bu mekanizmanın işleyişinde, ‘serotonin’ ve ‘noradrenalin’ gibi, normalde depresyonla ilişkilendirilen monoaminlerin yanı sıra ‘melatonin’ denen uyku sağlayıcı hormonun da etkisi olduğu ileri sürülüyor. Özellikle kış aylarında melatonin üretiminde artış oluyor” diyor.

 

BELİRTİLERİ NELER?
Dışarıdan da gözlenebilir içe kapanıklık, çökkünlük, mutsuzluk, ağlamaklı olmak, ilgi ve zevk kaybı, unutkanlık, iştahta değişiklikler (çoğunlukla iştah azalması, ancak kimi zaman da iştah artışı şeklinde görülür), uykuda değişiklikler (genelde azalma şeklindedir, ama artış da olabilir), kişinin hareketliliğinde azalma ya da artış, yorgunluk, enerjisizlik, kendini değersiz hissetme, aşırı özgüven eksikliği, suçluluk duygusu, ölüm ve intihar düşünceleri depresyonun belli başlı belirtileri olarak sıralanıyor.

Depresyon her iki cinste de görülüyor. Ancak kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha fazla. Türkiye’deki istatistiklere göre kadınlarda yüzde 25, erkeklerde ise yüzde 10 oranında depresyon görülüyor. Bu rakamların erkeklerde düşük olmasının bir nedeninin de erkeklerin tedaviye başvurmak konusundaki isteksizlikleri olabileceği düşünülüyor. Kadınlarda daha çok depresyon görülmesinin hormonal nedenleri olabileceği vurgulanıyor. Ayrıca, kadının toplumsal konumunun da depresyon sıklığında rol oynayabileceği öne sürülüyor.

DEPRESYONUN TEDAVİSİ
Depresyon tedavisinin medikal ilaçlar ve terapi ile yapıldığını, kullanılan antidepresanların mutlaka doktor gözetiminde alınması gerektiğini ifade eden Dr. Büyükkal, “Depresyonun ilaçla tedavisi 6 ay ile 1 yıl arasında sürüyor. Birçok kişi, kendini biraz iyi hissettiğinde hemen ilaç tedavisini bırakıyor. Oysa kişi kendini iyi hissettikten sonra bile, biyokimyasal dengenin pekişmesini sağlamak için birkaç ay daha tedaviye devam etmesi gerekiyor. Bu yüzden vurgulanması gereken bir başka nokta da terapidir. Medikal tedavinin yanı sıra kişinin doktoruyla veya bir psikologla terapi işbirliğini sürdürmesi nükslerin önlenmesinde çok etkili oluyor. Terapi uzun soluklu, emek ve kaynak gerektiren bir yöntem, ama depresyonun genetik ya da biyolojik nedenleri olmasa da, psikososyal nedenlerinin anlaşılması ve çözülmesi açısından son derece yararlı” diye konuşuyor.

 

Kaynak: www.ntv.com.tr

 

Bağırsak Sorununun Çözümü Elinizde

 

Özellikle orta yaşlarda görülen İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS), sindirim sistemiyle ilgili bir sorun olduğu için yedikleriniz çok önemli. Yaşam tarzınızı ve beslenme biçiminizi kontrol etmenizde fayda var.


Iritabl bağırsak sendromu en sık görülen sindirim sistemi bozukluğudur. [ ... ]

SOSYAL İÇERİKDevamını oku...
Cinsel Kimliğimi Kaybettim, Hükümsüzdür!

Silhouette of Nude- Tomas del Amo

 

Yeni çağ insanın yeni arayışları ile birlikte geldi. Ama bu geliş beraberinde bazı karışıklıkları da beraberinde getirdi. Her gelen muhakkak ki yanında bazı şeyleri de beraberinde getirir. Bu yüzden gelenlerin sığabilmesi için bazı şeylerin [ ... ]

BLOG-NOTDevamını oku...
Paralel Evrenler

 

Çetin Bal yazdı;

Sonsuzluğun büyük paradoksu: Paralel evrenler

Görülebilir evrenin ötesinde, bu evrene paralel başka evrenler de var mıdır?

Mistikler ve filozoflar böyle olduğunu öne sürüyorlar. Bilim adamları ise yakın zamanlara değin böyle bir şeyin olanaksız olduğunu [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Bir Kendini Bilme Sanatı; Astroloji - 2.Bölüm

 

 

Bazen bazı gezegenler, doğum haritasında bulundukları konumları yüzünden, kimliğinizi yani Güneş’ inizi rahat ifade etmenizi önleyici durumlar yaratabilirler. Örneğin Güneş’iniz Aslan burcundayken, Mars yengeç burcundaysa, bir Aslan gibi kükremezsiniz, savaşınızı verirken. [ ... ]

ASTROLOJİ YAZILARIDevamını oku...
Hemen Kulağınıza Götürmeyin

Prof. Dr. Kumbur, cep telefonunun verdiği zararları en aza indirmek için telefonu açtıktan birkaç saniye sonra konuşmaya başlamayı önerdi. Yolculuklarda ise sürekli baz istasyonu değiştirildiği için yüzde 50 daha fazla enerji yüklemesi gerçekleşiyor. Mersin Üniversitesi Mühendislik [ ... ]

YAZILARDevamını oku...
Sen Uyuyordun

Sen öylece uyuyordun
Uzun bir uykuya yatmıştın
Duymuyordun.
Gecenin diğer adı felaket olmuştu
düşüyordu insanların üzerine.
Savaşlar kopuyordu asırlar süren
acılar gölgelerde saklanmıyordu artık.
Sevdaların üzerine yağıyordu durmadan
örtüyordu umutlarını geleceğin.
Güzel düşlerini [ ... ]

BLOG-NOTDevamını oku...
Koç Burcunun Yaşam Serüveni

 

.....Sen mi duruyor olacaksın ardında bu gizin

Beyaz bir duvarın önünde dikilen siyah bir işaret gibi

Sonsuzluğun rüzgarında titreşen bir gölge gibi sen..

Ben mi duruyorum kendimle gerçeğin arasında

Dilini hatırlayamadığım sayfalardan oluşan bir kitap gibi ben...

Mediha Gramos

Bilindiği [ ... ]

BURÇLARIN SERÜVENİDevamını oku...
Paltolar ve Cübbeler

Face-off filmini hatırlar mısınız?

O filmde çok çarpıcı bir sahne vardır, tüm kurgusunun ötesinde. Nicolas Cage'in, Castor Troy kişiliğiyle arabadan inerken üzerindeki paltosunu inanılmaz bir şekilde havalandırarak yürümesi. Nicholas Cage filmde kötü olanı temsil etmektedir. Matrix'i [ ... ]

BLOG-NOTDevamını oku...

 

Kanada'da yapılan bir araştırmaya göre, dini meditasyonda, bazı bilim adamlarının savunduğu gibi beynin sadece bir kısmı değil, birçok bölgesi harekete geçiyor.

Montreal Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Dr. Mario Beauregard ve ekibi tarafından yürütülen araştırmada, 23 ila [ ... ]

HABERLERDevamını oku...
Diğer yazılar...